Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektör Yardımcısı Joeloji bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Necati Tüysüz, Türkiye'nin bakır, kurşun, çinko üretiminin yüzde 75'den fazlasını Doğu Karadeniz Bölgesinden sağladığını söyledi. Üretilen madenlerin tenör bakımından zengin olduğunu anlatan Tüysüz, şöyle konuştu: "Ancak, Murgul’da yıllarca işletilen madenlerin sonuna doğru geldiğini görmekteyiz. Buralarda yapılan çalışmalarda bazı yeni rezervler bulundu ancak tenörü düşük kısımları işletilmekte. Bunların yanı sıra Cerrah Tepe’de altın ve bakırın beraber bulunduğu madenler var. Ancak, ÇED raporlarındaki problemleri sonucu uzun zaman işletilemedi şu an işletilmeyi bekliyor. Batıya doğru gittiğimiz zaman Giresun civarında önemli madenler var ve bunların büyük bir kısmı işletilmekte veya bitmek üzeredir. Daha batıda Küre de, Kastamonu’da çok önemli bir bakır madenimiz var. Dolayısıyla bakır, çinko, kurşun açısından baktığımız zaman buraları Türkiye’nin önemli metal üreten yataklarıdır. Bunların dışında altın yatakları da önem arz ediyor."
BÖLGEMİZDE ALTIN ARAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Doğu Karadeniz’de özellikle 1984 yılından sonra da düşük tenör yüksek rezerv altın yataklarının işletilmesine geçildiğini anlatan Tüysüz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğu Karadeniz Bölgesi jeolojik yapısı itibariyle altın yataklarına uygun olduğu için aramalar bu tarafa kaydırıldı. Özellikle yabancı firmalar başta olmak üzere metanında aramalarda önemli katkısı oldu. Bunun sonucunda bölgemizdeki Mastıra da ki altın yatağı, Gümüşhane civarları eskiden beri bilinir." Altın ve gümüşün yıllar önce işletildiğini anlatan Tüysüz, şöyle konuştu: "Mastıra da ki önemli bir altın madeni olarak bulundu ve o maden önemli bir şekilde işletilmiş, şu anda belki sonlarına doğru yaklaşılıyor. Başka yatak tespit edildi onlarında rezerv çalışmaları yapılıyor. İspir vadisinde rezerv çalışmaları var, yani sondaj aramalarında belki ilave rezerv bulunursa işletilebilecek. Fatsa yöresinde var. Yöremize altın bulunabilecek yerler var. Bu saydıklarımın dışında aramalar devam ediyor."
DÜNYADA GEÇERLİ TEK YÖNTEM SİYANÜRLE ARAMA
Gerekli tedbirlerin alınması halinde siyanürle altın aramanın çevreye önemli bir zararı olmayacağına dikkat çeken Tüysüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu an itibariyle ekonomik olarak baktığımız zaman tek geçerli yöntem siyanürleme yöntemi, dünyada da bu kullanılıyor. Yani tedbirler, önlemler alındıktan sonra bunun çevreye çok bir önemli zararı yok. Çünkü tamamen kapalı bir sistem içerisinde yapılıyor. Netice itibariyle atık havuzlarında toplanıyor oradan havaya azot ve karbon olarak veriliyor. Dolayısıyla siyanür bileşiği veya tehlikeli bir malzeme olarak doğaya pek bir zararı yok. Ancak, çok büyük bir kaza olursa örneğin deprem kuşağında olursunuz baraj yıkılır. Havuz yapılırken teknik olarak bütün önlemleri alınıyor. Siyanürle altın arama konusunda Türkiye’nin farklı noktalarında çok büyük tepki oluştu, iyi de oldu, çünkü çevreye duyarlılık bu tedbirlerin alınmasını yönetmeliklere koyulmasını yasallaşmasını sağladı. Ülkemizde yapılacak bu tür faaliyetlerin o yıllardan sonra yapılmakta olan faaliyetlerin de dünya standartlarına uygun bir teknoloji içerisinde gerçekleşmesinde yardımcı olmuştur. Yani Allah’ın insanlara bahşetmiş olduğu bu doğal kaynakları kullanmamız lazım. Bir yandan çevreyi de hassas olup kollamamız lazım. Biraz o şeyler toplumsal bilinç uyandırır Türkiye'de hem de gerekli önlemler alınır. Ben şu anki işletmelerde bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Özet olarak söylersek siyanürle çok bir deprem gibi karşılaşmadıktan sonra önemli bir zararı yok."
ÇİMENTO HAMMADDESİ KONUSUNDA POTONSİYEL YÜKSEK
Trabzon’da çimento hammaddesi konusunda yüksek potansiyel bulunduğuna işaret eden Tüysüz, fabrikanın nereye kurulacağı konusunda ise tartışmaya açık olduğunu belirterek, “Çimento hammaddesi konusunda Trabzon şanslı bir bölge. Örneğin Hacımehmet’ten Araklı’dan veya değişik yerlerden farklı malzeme kullanabiliyor. O bakımdan Trabzon yöresinde potansiyel var. Çimento fabrikasının ideal noktası neresi olur derseniz hakikaten tartışmaya değer bir konu. Çünkü nakliye gibi değişik faktörler düşünülerek en ekonomik bir yer seçilmesi lazım. Bunun yanı sıra bence çevreyi de düşünmemiz lazım. Artık ben burada bu fabrikayı açarken şöyle mesaj vermek istiyorum" dedi.
Trabzon'un aslında çok güzel tarihi bir kent olduğunu anlatan Tüysüz, sözlerini şöyle tamamladı: "Ama bugün baktığımız zaman o eski tarihi güzelliklerine önem vermediğimiz ortada. Dolayısıyla hep arzum şudur. Yani şu Değirmendere vadisinin şöyle yeşil bir vadi olarak dizayn edilmesi burası Avrupai bir kent havasında. Orada güzel piknik alanları olur insanlar Değirmendere’de kayıkla denize gidilir, böyle bir Trabzon hayal ediyoruz. İnşallah bunlar gelecekte olacak şahsen belediye başkanımıza güveniyorum. O buraları güzel bir hale sokabilir diye düşünüyorum" dedi.