Aksiyon Reklam
Genel Haberler

IGC Türkiye 2017’nin İkincisi Yapıldı

28/05/2017, 12:59

Uluslararası Jeotermal Enerji Kongresi, IGC Türkiye 2017"nin İkincisi, 22-24 Mayıs'ta, yurt içinden ve yurt dışından birçok uzmanın katılımıyla İzmir'de gerçekleşti.

Swissôtel Büyük Efes de düzenlenen kongrede, JESDER (Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği) Başkanı Ufuk Şentürk, dünya bankasınca düzenlenen finansal forumda “Jeotermal Yatırımlarının Finansal İhtiyaçları” konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Kongrede, Jeotermal Elektrik yatırımların devam edebilmesi için yenilenebilir enerji kaynakları destekleme mekanizmasının (YEKDEM) devamının gerekliliği vurgulandı.

26 Mayıs 2017, İstanbul. Uluslararası Jeotermal Derneği (IGA), dünya bankası, yerli ve uluslararası jeotermal yatırımcılarının katılımcı olduğu IGC 2017 – uluslararası jeotermal kongresi’nde son gelişmeleri aktaran JESDER Başkanı Sayın Ufuk Şentürk, sektörün finansal yapısıyla ilgili çarpıcı veriler ortaya koyarak önemli bilgiler verdi.

860 megavat kurulu güç ile son 5 yılda 5 kat büyüyen jeotermal elektrik sektörünün ülkemizin 2020 hedeflerini çoktan aştığını belirten Şentürk, yatırımların kredi ve teşvik mekanizması ile desteklerinin arttırılmasını sağlayarak 2020 yılında 1500 megavat kurulu güç ile dünya üçüncülüğünü hedeflediklerini belirtti.

“Sektörün Bekası İçin YEKDEM Mekanizması Elzemdir”

Jeotermal sektörünün yatırım maliyetlerinin ön plana çıkarıldığı konuşmalarda, ülkemizde yatırım maliyeti en yüksek olan santrallerin nükleer santrallerden sonra JES’lerin olduğunun altını çizen Ufuk Şentürk, “JES’lerin megavat maliyeti ortalama 4 milyon dolardır. Yatırımların devamı için YEKDEM alım garantisi çok kritik bir gereklilik, destek mekanizmasında yapılacak olumsuz bir değişiklik veya fiyatların aşağı çekilmesi yatırımların fizibilitesini kaybetmesine hatta durmasına neden olacaktır” dedi.

Yatırım maliyetleri ve riskler arttığı için YEKDEM’ in devamının gerekliliği dünya bankası temsilcileri ve yatırımcılar tarafından sık sık vurgulandı. Devam eden yatırımlarda açılan jeotermal kuyuların ortalama derinliklerinin 3000 metrenin üzerinde olduğunu belirten Şentürk, yeni yatırımlar için daha düşük potansiyelli ve daha fazla riskli sahalara yöneldiğini belirterek YEKDEM mekanizması olmaksızın yeni yatırımların bekasının sağlanamayacağını dile getirdi.

Dünya Bankası’ndan Kredi, Devletten de Teşvik Destek Talebi

Sektörün finansal ihtiyacına değinen Ufuk Şentürk, Elektrik santral yatırımları için uzun vadeli (15 yıl) kredi sağlanması yönünde Dünya Bankası’ndan destek beklediklerini söyleyerek, uzun vadeli kredi sağlanırsa düşük sıcaklıklı JES yatırımlarının da fizibıl hale geleceğini ve ülke kapasitemizin 5 bin megavatlara ulaşacağını dinleyicilere aktardı.

Dünya Bankası yetkilileri jeotermal elektrik yatırım risklerinin arttığının bilincinde olduklarını, bu nedenle Dünya Bankası tarafından Türkiye’deki riskler göz önüne alınarak “Risk Paylaşım Sigortası” uygulamasının başlatıldığı duyuruldu.  Jeotermal Yatırımları desteklemek amacıyla Dünya Bankası tarafından 250 milyon dolar uzun vadeli kredi temin edileceği ilan edildi.

Şentürk konuşmasına şu sözlerle devam etti; “Dünya Bankası ancak temiz enerji yatırımlarına destek veriyor. Jeotermal enerji yeşil ve çevre dostu bir enerji olduğu için bize destek veriyorlar. Hiçbir JES karbondioksit üretmemektedir, doğal olarak her yüzey (toprak) ortamından karbondioksit salınımı vardır.  Karbondioksit salınımı en düşük olan santrallerin JES’ler olduğu da TÜBİTAK verileriyle kanıtlandı. Ayrıca ikincil yatırımlar dediğimiz tarımsal faaliyetler, seracılık, kurutma tesisi kurulumu ve şehir ısıtması gibi jeotermal kaynak kullanılan sektörler, devlet tarafından vergisel teşviklerle de desteklenerek yaygınlaştırıldığında milli yerli ve yenilenebilir enerji kaynağımız olan jeotermal kaynaklarımızı tam anlamıyla verimli şekilde kullanmış olacağız” dedi.