Genel Haberler

Jeoloji Mühedisliği ve Sıkıntıları

21/08/2014, 15:11

Son on yıllık periyotta yaşanan depremlerle birlikte ülkemiz; Fay, Fay zonu, kırık, deprem, depremin şiddeti, vb terimleri televizyonlara her deprem sonrası çıkan profesörlerden öğrendi.

Ülkemiz hali hazırda aktif deprem kuşağında bulunmasına rağmen gerekli önlemler tam olarak alınmıyor, alınan önlemlerin birçoğu ise yüzeysel olmaktan ileri gidemiyor. Özellikle kentsel dönüşüm için yıkılan binaların tespitinde jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi ve inşaat mühendisleri deneyleri yapmak için yetkili olmasına rağmen; özellikle yeni yapılacak binaların birçoğunda zemin etütleri düzgün yapılmıyor. Bu da yeni yapılan binaları birer tabut haline getirmektedir. Ayrıca jeoloji mühendisliği zemin etüdü dışında; baraj yeri seçimi, dolgu barajlarda kullanılacak dolgu malzemesinin tespiti, dolgunun yapılması, barajın su kaçırmasının engellenmesi için enjeksiyonu, otoyol projelerinde güzergah seçimi, dolgu yapılması, tünel açılması tünellerin açıldıktan sonra sağlamlaştırılması, heyelan gerçekleşebilecek yerlerde şevlendirme, yeraltı suyunun çıkarılması, kullanılması ve yıllık planlanmasının yapılması, madenler, viyadüklerin yapımı gibi daha sayamayacağım birçok konuda detaylı eğitim almaktadır. Örneğin hepimiz dün gibi hatırlıyoruz Samsun’ da yapılan tokiler yağışlardan dolayı sular altında kaldı. Binalar taşkın ovasına yapılmış ve dere ıslah edilmemiş. Başka bir örnek ise daha acı Kahramanmaraş’ ta maden şantiyesinde meydana gelen heyelan sebebi ile birkaç işçi hayatını kaybetmiştir. Eğer şev ıslah edilseydi, yeraltı suları drene edilebilseydi yine heyelan gerçekleşir miydi? Taşkın ovası alanı belirlenseydi gerekli jeolojik önlemler alınsaydı yine tokiler sular altında kalır mıydı? Bu nedenlerden ötürü felaketler engellenemedi. Erzurum’da kış olimpiyatları için yapılan pistlerin yıkılmasıyla birlikte umutlarda çöktü. Bu olayın öncesi sonrasıyla birçok nedeni vardı bir kısmı da yukarıda anlatmaya çalıştığımız nedenler. Yanıtlanması gereken pek çok soru var fakat cevap yok. Özellikle bazı kamu kurumlarında jeoloji mühendislerinin yapması gereken işler başka branşlara yaptırılmakta ve jeoloji mühendisleri göz ardı edilmektedir. Bu sebeptendir ki bu tarz kazaların önüne geçilemiyor ve bizler jeoloji mühendisleri kamuda yeterli değeri göremiyoruz. Tekrar aynı felaketlerin yaşanmaması, daha kaliteli binalar, düz yollar, su kaçırmayan barajlar, kot farkı olmayan viyadükler, su sıkıntısı çekmeyen iller vb. için jeoloji mühendisi istihdamı arttırılmalıdır.

Yukarı da kısaca size jeoloji mühendisliğinin ne iş yaptığını elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Tek bir alımda 400 civarı inşaat mühendisi alınıyorken 2012-2014 yılları arası sadece 155 jeoloji mühendisi atandı. Yukarıda ki sebeplerden ötürü bizimde istihdam edilmemiz gerekmiyor mu? İstihdam edilen ziraat mühendislerini, gıda mühendislerini saymıyorum bile. Ülkemiz sadece zirai ürünlerden oluşmuyor,  üstelik en çok dış kazancı madenlerden elde ediyoruz. Fakat jeoloji mühendisi istihdam edilmiyor. Diğer bölümler 75 ile atanma planları yaparken, bizler jeoloji mühendisleri 90 puana yaklaşamadığımız için tekrar kpss kursuna yazılmayı düşünüyoruz. Bu mesleğimizi yapamayışımıza, ülkemize faydalı olamayışımıza belki de birçoğumuzun yuva kuramamasına sebep olmaktadır.

Geleceğe umutla bakabilmemiz için hak ettiğimiz değeri görmek istiyoruz.

KPSS sınavıyla alım yapan kurumlara ayrılan kadro sayılarında Jeoloji Mühendislerine yeterli kadro verilmemektedir.

Binlerce Jeoloji Mühendisi yetiştiren ülkemizin Jeoloji Mühendisine ihtiyacı yok mudur? Eğer yeterli sayıda Jeoloji Mühendisi var ise neden fakültelerimiz hala yeni mezunlar vermektedir?

Üniversiteye giriş kılavuzunda bile çalışma yeri olarak halen TKİ, DSİ, Karayolları gibi pek çok devlet kuruluşlarının gösterildiği jeoloji mühendisleri uzun yıllardan beri bu kurumlarda istihdam edilmemektedir.

Ülkemizde jeoloji eğitimi yapan bölüm ve bölümlerin mezun ettiği öğrenci sayısı düşünüldüğünde kamu da çalışma olanağı elde etmiş mezun sayısı yok denecek kadar azdır. Mezun öğrencilerin büyük çoğunluğu ya iş bulamamakta ya da alanları dışındaki mesleklerde çalışmaktadır. Jeoloji mühendislerini onca emekle okuyup bitirdikleri bölümden para kazanamamaktan ziyade bu kadar soruna çözüm bulan mesleklerinin ülkelerine de faydası dokunmadığını görmeleri jeoloji mühendislerine keşke dedirtmektedir. Olmaları gereken yerleri, tam anlamıyla konuya hakim olmayan başka mühendislik dallarına bırakmak zorunda kalan ve sevmedikleri ama hayatlarını devam ettirebilmek için yapmak zorunda oldukları işlerde mutsuz ve umutsuz çalışıp dert yanan jeoloji mühendislerinin kamu da daha fazla istihdam edilmesini istiyoruz. Geçmiş yıllardan beri birçok ülkenin gözünü diktiği, zengin maden yataklarına sahip yurdumuzun bilinçli ellerde, çağdaş milletler seviyesine yükselmesi için büyük bir adım olarak gördüğümüz herkesin kendi işinde çalıştığı, jeoloji mühendislerine gereken önemin verildiği bir Türkiye görmek istiyoruz.

Hayati Gökgöz açıklamasında: “Değerli meslektaşlarım, Ülkemizin deprem ülkesi olması açısından Jeoloji mühendislerine ihtiyacı vardır.Ülkemizin yer altı kaynaklarının çıkarılması ve ekonomiye katılması için Jeoloji mühendislerine ihtiyacı vardır.Ülkemizin bu zengin ve bir o kadar da vahim olan jeolojik yapısı bize Jeolojinin ve Jeolojik çalışmaların ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Lakin ülkemizde bu bilime gereken önem verilmemektedir. Bu durumun üstesinden gelecek olan gene biz Jeoloji mühendisleriyiz, burada bize düşen görev yetkili mercilere mesleğimizin ne denli önemli olduğunu ve sadece depremlerde hatırlanmaması gerektiğini iletmeliyiz. Siz arkadaşlarımıza düşen görev bu kampanya süresince desteklerinizi esirgememeniz. İster sosyal ister gerçek ortamda herkes bu taşın (biz kayaç deriz) altına elini koyması gereklidir.   Saygılarımı sunar bu süreçte bizimle olan arkadaşlara teşekkür ederim.

Mühendis Abi