Türk iş gücü piyasasında sondaj operatörünün geleceği sondaj olarak görülmektedir.
Su sondajcılığı Türkiye'de son yıllarda gittikçe gelişen ve yaygınlaşan bir meslek alanıdır. Hem kamu kuruluşlarının bünyelerindeki ekiplerce hem de özel sektör tarafından su sondajı yapılmaktadır. Kamuda DSİ, İller Bankası, Köy Hizmetleri, MTA, Karayolları Genel Müdürlüğü, Elektrik İşleri Etüt İdaresi su sondajı yapmakta olan kuruluşların öne çıkanıdır. Fakat son yıllarda su sondajcılığı mesleğinde ağırlığın özel sektöre kaymakta olduğu gözlenmektedir. Kamu kuruluşları artan işletme maliyetleri yüzünden su sondajı işlerini mümkün olduğunca ihalelerle özel sektöre devretmektedirler. Su sondajcılığı ülkemizin bilhassa İç Anadolu (Ankara, Konya, Nevşehir, Niğde, Çorum), Ege (İzmir, Aydın, Manisa), Akdeniz (Adana, Mersin) bölgelerinde gerek sulu tarım yapıldığı için gerekse içme suyu ihtiyacından son zamanlarda da kaplıca ve konaklama işletmelerine sıcak su sağlamak amacıyla ( Haymana, Afyon, Denizli, Yalova, Yozgat, Kızılcahamam, Bolu, Kırşehir) gittikçe yoğunlaşmaktadır.
Türkiye'deki su sondajcılığının başladığı günlerde, darbeli (cable tool) ve rotary sistem birlikte kullanılırken uluslararası gelişmeye uygun olarak 70'li yıllardan itibaren sadece rotary sistemler ile çalışılmaktadır. Dünyadaki sondaj teknolojisi yakından takip edilmekte ancak başlangıçtan beri ülke şartları ve verimlilik göz önüne alınarak ülkemize özel uygulamalar yapılmaktadır. Türkiye'de sondaj makine ve ekipmanlarından rock-bit matkapları haricinde tamamı imal edilebilmetkedir. Rock-bit matkap imalatı için girişimler başlamış olmakla birlikte, daha çok küçük sanayi kuruluşları ile sınırlı kalması sebebiyle hızlı bir gelişme kaydedilememiştir.
Su Sondaj Operatörü sektör içinde önemli bir yere sahiptir. Su sondaj operatörü bizzat su kuyularının açılmasından ve işletmeye alınmasından sorumludur. Bu nedenle sektör var oldukça bu mesleği icra edenlere olan ihtiyaç devam edecektir. Önceki yıllarda gerek kamuda gerekse özel sektörde sondaj işçileri usta-çırak ilişkisi içinde, hizmetiçi eğitime tabi tutularak ve sınavdan geçirilerek Su Sondaj Operatörü olarak yetiştirilmekte idi. Son yıllarda bu mesleğin örgün eğitimini vermek üzere meslek okulları açılmıştır. Bunların ilk örnekleri 9 Eylül Üniversitesine bağlı İzmir-Torbalı’daki Sondajcılık Okulu, Zonguldak ve Kırşehir-Kaman’daki sondör okullarıdır. Konu ile ilgili yasal düzenlemeler uyarınca Türkiye’de bu mesleği icra edecek olan bireyler DSİ’den sondör yeterlilik belgesi almak zorundadırlar. DSİ yeterlilik belgesi alanların kayıtlarını ve sicillerini tutmakta aynı zamanda her yıl başında yeterlilik belgelerine vize vermektedir. DSİ bu düzenlemelere uymayanlara cazai müeyyede uygulama yetkisine sahiptir. Ancak işyaşamında DSİ'nin gözetimi ve denetimi dışında çalışanlar da bulunmaktadır.
Meslek içinde 60'lı yıllarda yaygın olarak uygulanan sondör yardımcılığı pozisyonu 70'lı yıllardan itibaren giderek terk edilmiştir. Günümüzde gerek Kamu ve gerek Özel sektörde sondaj işçisi olarak işe başlayan personelden ilgi ve yetenekli olanlar iş başı eğitimi yoluyla kendilerini yetiştirerek Yeterlilik Belgesi sınavlarına girmektedirler. Bu sınavlarda başarılı olanlar meslek elemanı olarak çalışmaktadır.
Bu mesleği yürütenler genel olarak ücretlerinden ve riskli olmakla birlikte çalışma şartlarından memnundurlar. Son zamanlarda kamu kuruluşları tasarruf tedbirlerinden kaynaklanan istihdam politikaları yüzünden bünyelerine yeni eleman almamaktadırlar. Özel sektörde artan makine sayısına paralel olarak meslek elemanlarına duyulan ihtiyaç artmakta, bu ihtiyaç ve daha ziyade kamudan emekli olan elemanlarla giderilmektedir.
Su sondaj makineleri teknolojik açıdan gün geçtikçe gelişmektedirler. Sondaj makinelerindeki mekanik sistemler yerlerini hidrolik kumandalı sistemlere bırakmaktadırlar. Bunun yanında ekipmanlar da gelişmektedir. Köpük ve hava ile sondaj yapan sistemlerle beraber sondaj tekniklerinde de değişimler gözlenmektedir. Teknolojik gelişmeler genelde işleri kolaylaştırmaktadır. Ancak bu gelişmelere ayak uydurmak için mesleği icra edenlerin sürekli hizmetiçi eğitimlerle geliştirilmeleri gereği bulunmaktadır.
Mesleğin yürütülmesi için giderek önem kazanan bilgi ve becerilerden başlıcalar; basınçlı akifer (artezyen) ihtiva eden sahalarda delgi ve çimentolama teknikleri, şiltli sahalarda kuyu açma teknikleri, minimum ve maksimum çakıl ebatlarının tayini, kuyunun çakıllaşması ve kritik debinin tayini, kuyu geliştirilmesi pompa tecrübeleridir. Bu meslekte edinilen bilgi ve beceriler pompa teknisyenliğinde kullanılabilmektedir.